1 Temmuz 2018 Pazar

Bazı seyahatlerim (Sekiz Balkan ülkesi)...

Yolumdaki Çizgiler'de sadece tasarımlarımı değil, görüp de etkilendiğim bazı ülkeler hakkında izlenimlerimi de paylaşmak istiyorum.
Günümüzde çoğu insan yurtdışı seyahati yapmaktadır.Ancak her insan, gittiği ve gördüğü yerlerden farklı etkilenir...
Zaman zaman her gittiğim yeri yazmasam da çok etkilendiğim yerler hakkında bazı düşüncelerimi yazmak istiyorum.
Bir coğrafya öğretmeni olarak Türkiye'nin bütün illerini dolaştım.Artık yurtdışına açılma zamanı gelmişti.Çocukluğumdan beri içimdeki gitme arzusu, kendi çocuklarımı büyütünce, tekrar güçlü bir şekilde canlandı.Çocuklarım küçükken yurt içi geziler daha uygun oluyordu ancak ben hep daha fazla gitmek istedim.Düşüncem tüm dünyayı dolaşabilmek...
Gördüğüm yeni yerler, tanıdığım yeni insanlar ve yeni kültürler beni hem etkiliyor hem de heyecanlandırıyor.İyi insan oldukları sürece bütün dünya insanlarını akrabam gibi hissediyorum.İnsanların renklerine, dinlerine, dillerine, kariyerlerine göre ayrım yapılmasına karşıyım.Bana göre insanlar arasında tek ayrım olabilir: O da düşünce ve eylemlerinin iyi yada kötü olmasına göre yapılmış olan bir ayrımdır.
Şimdi biraz Balkan ülkelerinden bahsetmek istiyorum...
1.YUNANİSTAN
2.BULGARİSTAN
3.BOSNA-HERSEK
4.SIRBİSTAN
5.HIRVATİSTAN
6.MAKEDONYA
7.KARADAĞ
8.KOSOVA...
Bu saydığım ülkeleri ayrı ayrı değil de karma anlatmayı düşünüyorum. Ana hatlarıyla hepsi aynı kültürü yaşıyor. İlgimi çeken ufak ayrıntıları zaten belirtmeden geçemem.
Ancak yine de herbiri ayrı güzel...
Ağır sanayi olmadığı için doğada tahrip ve kirlenme çok az...Doğayı seven insanların ve doğadaki hayvanların mutlu yaşadıkları yerler diye düşünmüştüm buraları gezerken...
Kamp yapmayı sevenler için yazıyorum; Balkanlarda çok güzel kamp alanları var...Bir kampta duş alma imkanlarının olması, güvenlik ve bazı ihtiyaçları karşılama imkanlarının olması önemlidir ve bunları bulabilirsiniz.






Osmanlı'nın izlerini Balkanlar'ın her yerinde görmek mümkün...Birçok köprüler,camiler,medreseler...


Mesala Mostar Köprüsü ve çevresi harikaydı...
Doğal bir güzellik olarak gidip gördüğüm Bosna-Hersek'deki Kravice Şelalesi'nde kano kullanmak beni çok mutlu etti.Suyun rengi ve çevrenin doğal güzelliği beni adeta büyüledi.



Adriyatik Denizi'nin incisi olan Hırvatistan'ın turistik ağırlığı daha baskındı diğerlerine göre.En azından bana öyle geldi.Dubrovnik gerçekten görülmeye değer diye düşünüyorum...






Zaten Balkan ülkelerinin en büyük kazancı turizmden gelmektedir.
Karadağ (Kotor) dan bir-kaç görüntü ...




Kotor'da bir sokak görüntüsü...



Burası da Kotor Körfezi'n de güzel bir ada...
Gelelim Makedonya'ya...









Ohrid Gölü'nde günbatımı harikadır...



Ohrid Kalesini' de dolaşmak gerekir.Kalede manzara muhteşemdir.



Kaledeyken bu açıdan fotoğraf çektirdiğinizde Aziz Yuhanna Kilisesi objektifinize girecektir.
Üsküp'te dolaşmak çok zevkli gelmişti bana.Heryer heykellerle doluydu ve ben heykeli bol olan şehirlere bayılırım...












Üsküp güzel bir şehir.Yine Üsküp'te Matka Kanyonu'nunda tekneyle dolaşmak bence tam bir görsel zevkti.



Hep zevk aldığım şeylerden bahsettim.Oysa üzüldüğüm şeylerde vardı.Mesela kapitalist sistemin parçaladığı bu ülkelerin tek gelir kaynağı turizm.Felsefeleri böl-parçala-yönet olan emperyalizm ve kapitalizm , Balkan ülkelerini kıskacı altına almış durumda.Balkanları gezerken birçok yerde eski Yugoslavya'dan kalmış büyük fabrika binalarını ve ulusal spor faaliyet alanlarını çürümeye terkedilmiş olarak görebilirsiniz.Diyeceksiniz ki sanayi çevreyi kirletir ve olmaması daha iyidir...Fakat evimizde,iş yerimizde ve her yerde kullandığımız sanayi ürünlerini kim bizlere satıyor? Yada neden kullanıyoruz öyleyse?Hadi kullanmayalım...Mümkün mü? Böl-parçala-yönet felsefesine bu tür küçük ülkeler iyi para kazandırıyor diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Biz Türkiye olarak bu tür oyunlara asla gelmemeliyiz.Batısıyla,doğusuyla,güneyiyle,kuzeyiyle biz biriz, Türkiye'yiz....
Sırbistan'da Niş şehrinde bulunan Kelle Kulesi oldukça ilgimi çekmişti.Çok gerçekçi olduğunu düşünmüyorum.Güya burada çıkan bir isyanı bastırmak için zamanında Osmanlı imparatorluğu,ayaklanan Sırpların kafalarını keserek kocaman bir kule yapmış.Rahat durmayan Sırplara ders olsun diye ...Tarihte Sırplar savaşçı bir millet olarak bilinir.Bana göre bu müze  buram buram milliyetçilik kokuyor...Osmanlıyı karalayarak Sırplara büyük bir milliyetçilik aşılıyor ...
Biz Türk Halkı olarak doğuda Rus ve Ermenilerden,batıda Yunanlılardan,güneyde Fransızlardan,kuzeyde yine Ruslardan ve her yerde İngilizlerden onca zulüm gördük.Milliyetçiyiz diye geçiniriz.Nerede ne müzemiz var da ne milliyetçiliği yapıyoruz diye sordum kendi kendime...

5 yorum:

  1. Bilgilendirici hoş bir yazı olmuş, resimler harika...

    YanıtlaSil
  2. resimler harika cokta guzel anlatmişsin

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir gezi, açıklayıcı anlatım ile mükemmel bir anı.Devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.Bunları toplayıp kitap haline getirmenizi tavsiye ederim.Bol gezmeler.

    YanıtlaSil
  4. Oralarda yaşamak lazımmış

    YanıtlaSil