7 Ağustos 2019 Çarşamba

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Gezisi



9: KIBRIS

Osmanlı padişahı 2.Selim zamanında alınan Kıbrıs...

Aslında Kıbrıs'ın alınışında 2.Selim'den bahsetmeyi doğru bulmuyorum.Çünkü bir kez bile ordunun başında sefere çıkmamış, keyfine düşkün bir padişahımızdır kendileri...

Dönemin Veziriazami olan Sokollu Mehmed Paşa'nın aldığı Kıbrıs demek daha doğru olur.Çünkü Kıbrıs'ın alınmasında etkili olan Sokollu Mehmed Paşa'dır.

Daha sonra Kıbrıs İngilizlerin sömürgesi altına girdi.Kıbrıs'ın Rumlar ve Türkler aradında ikiye bölünmesi tabiki İngilizlerin eseridir.

Rumların yönetimindeki Güney Kıbrıs her açıdan gelişmiş olmasına karşılık, Türklerin bulunduğu Kuzey Kıbrıs biraz daha bakımsız durumda...

Ben daha çok Kuzey Kıbrıs'ı anlatmak istiyorum.Başkent Lefkoşe'yi(yöre halkı Lefkoşa dedikleri için biz de öyle diyelim) gezerken pek de başkent özelliği taşımadığını gördük.Çevre düzeni bile yapılmamış durumda.Nedenini sorduğumuzda, o her zaman duyduğumuz içimizi sızlatan cevabı alıyoruz...Yolsuzluk...Gelen belediyeler hep yolsuzluk yapmış.Epeyce bir borcu olmuş belediyenin.Şuan için anca borçlar temizlenmiş ve bundan sonra gerekli düzenlemeler,ihtiyaçlar karşılanacakmış.Umarız bundan sonra gerekli özen gösterilir Lefkoşa'ya...

Bu üzüntünün yanında hoşuma giden görüntüleri de oldu Lefkoşa'nın.Mesela Cumhurbaşkanlığı konutu çok sıradan bir bina.Öyle ciddi koruması falan da yok.Bakanlık binaları yine öyle...Herhangi bir bakanı korumasız olarak bir kafede görebilir,sohbet edebilirsiniz.Böyle görünce, "Olması gereken bu" diyebiliyorsunuz kendi kendinize.



Yukarıdaki resim Lefkoşa. Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı konutu.

Lefkoşa'da görmeniz gereken önemli bir yer de Barbarlık müzesidir.Müze haline getirilen bu evde 1963 yılında Binbaşı Doktor Nihat İlhan,eşi ve çocuklarının vahşice katledildiği görüntüler beni çok etkiledi.





Burası, evin banyosu.Annelerine sarılarak küvette öldürülmüş çocukların resimleri oldukça etkileyici.

Ayrıca Lefkoşa'da Büyük Han'ı(burada antika parçalar görmeniz mümkün) ve Kumarcılar Hanı'nı gezebilirsiniz.



Kumarcılar Hanı.



Büyük Han.

Kıbrıs çıkartması dönemlerindeki çatışmalarda kurşunlanmış binaları da görmek gerekir diye düşünüyorum.Zaten bir-iki bina o günkü haliyle korunmaktadır.





Çıkartma sırasında Rumların hedef aldığı binalardan biri...

Ayrıca Kıbrıs'ın güzel gazinolarının ve bu gazinoların alt kısımlarında büyük kumarhanelerinin olduğunu söyleyebilirim.Öyleki bu gazinolara Türkiye'den gelen özel misafirler, özel araçlarla hava alanından alınmakta ve yine oyunları bitince hava alanına bırakılmaktadır.





İki ayrı gazinodan iki ayrı resim.

Girne'ye gittiğimizde çevreyi daha bir bakımlı olarak gördük.Girne Limanı,kalesi,sahili gayet güzel.Burada Mavi Köşk görmeniz gereken yerlerden biri.Tehlikelere karşı binanın tepeye özel açı hesabıyla konumlandırılması,ayrıca her odanın ayrı renkte boyanmış olması ilginçtir.Bu köşkte yaşamış olan zat aşırı derecede ölüm korkusu yaşayan bir İtalyan silah kaçakçısı,mafya lideri...Ne yazık ki Barbarlık Müzesi haline getirilmiş olan evde zamanında Türk askeri doktorumuz ailesiyle katledilirken bu İtalyan zat misafirleriyle mavi Köşkünde içkilerini yudumluyordu. Olaydan haberdardı ve de silahları kendisi temin etmişti.Nefret ederek çıkıyorsunuz Köşkten.



Mavi Köşk.



Girne sahili ve kalesi.

Gazi Mağusa'ya gitiğimizde dilimizde Mağusa Türküsü... Gün boyunca hep bu türküyü söyledik...Mağusa Limanı limandır liman...Büyük bir limanı var Mağusa'nın...Ayrıca Mağusa'da Namık Kemal'in bir süre yatmış olduğu zindanı ve müzesini gezmeniz lazım.Benim en çok ilgimi çeken ise eski barok ya da rokoko tarzında yapılmış kadetral oldu.Kadetral camiye çevrilmiş.Lala Mustafa Paşa Cami adı verilmiş.Gerçekten de iç ve dış mimari olarak görülmeye değer.





Lala Mustafa Paşa Cami.



Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin mezarı.



Burası da güzel bir tarihi eser.

Ayrıca kuleleri ve surlarının da görülmesi gerekir.

Özellikle Kapalı Maraş bölgesi apayrı bir duygu veriyor insana...Eğer izin alarak bu bölgeye girebilme şansını yakalarsanız harika olur.Şehir boşaltılmış.Eski yaşanmış evler,kafeler,eğlence yerleri...Tümünün camları kırılmış ve bitkiler binaların içine dalmış.Her an bir binadan bir zombi çıkacakmış gibi korkunç ve ilginç görüntülerle dolu.Burada askerimize ait bir-iki bina var sadece.Askeri personelin kullandığı sahil ise tam bir harika...Mükemmel bir kumsal...Ben böyle bir kumsal görmedim diyebilirm...Denize girdiğinizde ise çıkmak istemeyeceksiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder